Yoksa çocuğum otistik mi?

Otistik çocukların sosyal becerilerde (selamlaşmak, hoşçakalın demek, izin istemek, özür dilemek, sıra beklemek gibi) yetersiz oldukları bilinmektedir. Otistik çocukların sosyal becerilerinin gelişmesi için, uygun sosyal etkileşim başlatmaya ve diğerlerinin başlattıkları etkileşime uygun tepki vermeyi ve onlarla olumlu ilişkiler kurdurmayı ve sürdürmeyi öğretmek gerekir. Örneğin, otistik olan bir çocuk, grup içinde diğerlerinin oynadığı oyuna katılmaması ile dikkat çekebilir. Otistik çocukların sevinçlerini, başarılarını ve ilginç buldukları şeyleri başkalarıyla paylaşmadığı gözlenir. Bu çocuklar, ilgilerini çeken bir şeyi parmağı ile göstererek paylaşmayabilir. Ve baş baş yapma gibi taklit ile öğrenilen sosyal davranışları göstermeyebilirler.

Çevrede ki bireylerle iletişim kurmada yetersiz olma otizmin en belirgin özelliklerinden biri olarak bilinmektedir. Karşısında ki kişinin yüzüne ve gözüne bakmama, mutluluk, üzüntü, öfke gibi duyguları ifade etmede güçlük, sözel olmayan iletişim becerilerinde (jest ve mimiklerle isteklerini göstermek) eksiklik, karşılıklı iletişim kuramamak, istemediğinde bağırmak, vurmak, çığlık atmak gibi davranış sorunları görülmektedir. Otistik çocuklar, hiç konuşmama ya da konuşmayı kendi gereksinimlerini belirtmek için kullanmaları (su isteme, acıktım deme) ya da sosyal amaçlı (selamlaşma) kullanmamaları ile dikkat çekerler. Otistik çocukların sadece bir-iki kelime söyleme, anlamsız konuşma, ekolalik konuşma ve zamirleri karıştırma gibi özellikleri de görülmektedir. Ekolali duyulan kelimelerin anlamsızca tekrar edilmesi şeklinde tanımlanabilir. Otistik çocuklar duydukları bir kelimeyi defalarca düzgün biçimde tekrarlayabildikleri halde, o kelimenin anlamını bilmiyor olabilirler ve aynı kelimeyi anlamına uygun olarak kullanamayabilirler.

Bu çocukların ses, ışık, sıcaklık, soğukluk gibi dış uyaranlara karşı aşırı ya da az tepki verdikleri de gözlenir.

Diğer bir özellikleri ise oyun becerilerinde yetersiz olmaları ve oyuncakları amacına uygun olarak kullanmamalarıdır. Örneğin, arabayı sürmek yerine tekerleğiyle uzun süre oynamak gibi. Bununla birlikte sözel iletişim ve hayal kurmada ki yetersizlikleri, akranlarıyla birlikte oyun oynamalarını kısıtlamaktadır. Özellikle hayal gücünü kullanmaya yönelik oyunlar, hem konuşmayı hem de oyuncakları sembolik olarak kullanmayı gerektirir.
Bu nedenle bu tür oyunları oynamaktan kaçınırlar. Örneğin; evcilik oynamak ya da yemek tabağını arabanın direksiyonu olarak kullanmak gibi.

Pedagog
Ebru Şen