Eylülde geçmeyecek gibi görünen bir okul sezonu daha devrildi. Bütün senenin yorgunluğu yazın rehaveti ile birleşince tatil kaçınılmaz oluyor. Hele bir de o sene sınav varsa! Bir sene boyunca çalışılan o sınavın 3 saati de geçince insan önce bir ne yapacağını şaşırıyor. Sonrada ben eskiden ne yapıyordum diye düşünmeye başlıyor. Evet! Yazın çocuklar ve gençler ne yapmalı?? Bugünlerde hem öğrencilerin hem de ebeveynlerin aklındaki soru bu! Kimi sabah evden çıkıp akşama kadar bisiklete binmek istiyor, kimi spor faaliyetlerine katılmak. Bu imkâna sahip olmayanlar doyasıya tv izlemek ya da internete girebilmek istiyor. Ailelerde “biraz da ders çalışsalar da önümüzdeki sene derslerden kopmuş olmasalar” diye düşünüyor. Peki bunun orta yolu nedir ya da bir orta yolu var mıdır?
Yaz tatili okula bir mola olsa da çocuğun bu süredeki gelişimine mola olmaz. Bu nedenle ergenliğe henüz girmemiş, gelişimi devam eden öğrenciler için yaz tatilinde de bilişsel gelişimleri ile paralel aktivitelerde yer almak önemlidir. Tatil sürecinde yazlık yerlere gidebilme fırsatı olanlar şanslılar. Zira sayfiye yerlerde çocuklar doya doya koşup oynuyor, bisiklete biniyor, yüzüyor yani enerjilerini dışa atabiliyorlar. Bunun yanında yeni arkadaşlıklar ediniyorlar yani bireyselleşmeleri ve sosyalleşmeleri de sağlanmış oluyor. Ancak her aile böyle bir şansa sahip değil. Şehirde kalan ailelerin çocukları için de yaz okulları büyük şans. Okula giden çocuklar da çeşitli spor aktiviteleri ile hem enerjilerini atıyor hem de sosyalleşiyorlar. Ayrıca bütün sene okul ev hatta dershane üçgeninde olan çocuklar için sene içinde hobi edinme fırsatı pek bulunmuyor. Yaz tatili hobiler için de uygun bir fırsat çünkü çocuklar büyüdükçe gözlemleniyor ki hobisi olan çocuk ergenliği daha kolay atlatıyor, sosyal ilişkilerde daha başarılı oluyor, en önemlisi de özgüveni yüksek bir birey haline geliyor.
Yukarıda bütün bahsedilenlerin sebebi aslında çocukları tv ve internet bağımlılığından kurtarmak. Kışın okul oyalıyor, dersler bahane edilebiliyordu ancak yazın bütün gün evde oturup sıkılan çocuk ne yapacak?? Anneler çocukların söylenmesinden bıkıp; yeter ki sussunlar yada sıkılmasınlar diye tv ve bilgisayara sınırlama koymuyorlar. Asıl önemli olan ise yaz tatilinde de çocukların günde 1-2 saat ten fazla internete girmelerini ya da oyun oynamalarını engelleyebilmek. Çocuklara ödül ve ceza yöntemi ile bu konuda sınır koymak önemli bir husus. Bu nedenle yaz tatilinde çocukları günde 1-2 saat parka götürmek ya da onlara bisiklete binebilecekleri, spor yapabilecekleri bir ortam bulmak hem ebeveynleri rahatlatır hem de çocukların bilgisayara ya da televizyona odaklanmalarını engeller.
Eğlencenin ve dinlenmenin derslerle dengelenmesine gelirsek, bunu da öğrencinin sınıfına göre ayırmak sağlıklı olur. Yeni yeni okuma yazmayı ve dört işlemi öğrenen ilkokul öğrencilerine aileleri okuma saatleri koymalı ve mümkünse birlikte okuma yapmalılar. Bu durum çocukların okumalarını daha akıcı yapmak, aynı zamanda kitap okuma alışkanlığı kazandırmak açısından önemli bir durum. Ancak sadece okuma değil okuduklarından ne anladıkları da burada önem kazanmaktadır. Bu nedenle kitabı okuduktan sonra kitaptan ne anlaşıldığı, ana fikrin ne olduğu konulu küçük egzersizler çocuğun bilişsel gelişimine katkı sağlar. Aynı zamanda ailelerle birlikte oynanacak grup oyunları, tiyatro-sinema faaliyetleri ya da çocuğun yaşına uygun puzzlelar da bilişsel gelişime katkı sağlayacaktır. Bir sonraki sene sınava hazırlanacak öğrenciler için ise ilk birkaç ay dinlenme ile geçmelidir. Bütün sene sınava hazırlanacak olan çocuk yazdan yoğun bir tempo ile sınava hazırlanmaya başlarsa, sınava yakın bir zamanda ders çalışmaktan sıkılmaya başlaması ve yorulması tabiidir. Çocuk ihtiyacı kadar dinlendikten sonra hazır olduğu ölçüde kısa süreli başlayarak çoğalan bir biçimde ders çalışmaya başlamalıdır.
Herkese iyi tatiller…zevkli dinlenmeler…
Uzm. Psk. Nevin Işık