Okullar açılıyor…Bazı çocuklar ki bunlar şanslı olanlar, bir okul öncesi eğitim kurumuna, bazıları da ilkokula başlayarak ilk kez “okul” denen bir yapılanmayla karşılaşacaklar. Ve tabii aileler de onlarla birlikte yaşamlarında ikinci kez okula başlamış olacaklar. Ebeveynlerin kendi okul yaşantıları, başarıları, başarısızlıkları, elde edebildikleri, istekleri, erteledikleri, elde edemedikleri vb. gibi hepsi çocuklarının okula başlama süreçlerini direkt veya dolaylı olarak etkileyecek. Çünkü somut sözlerimizle olmasa bile, küçücük bir mimiğimiz bile onların eğitim yaşantısının tümünde etkili olabilecek. Bu yüzden; çocuğumuz anaokuluna (yuvaya,kreşe) veya ilkokula başlarken ebeveyn olarak bazı noktalara dikkat etmemiz çok önemlidir.
Çocuğumuz ilk kez bir okul öncesi eğitim kurumuna başlıyor ise;….
Kendisi için önemli olan birinden ayrılmaya tepki genellikle 6. aydan sonra kendini gösterir. Normal olan ayrılık kaygısı 18 aylık iken doruğa yükselir ve 5 – 6 yaş civarında kaygı düşer. 3 yaş civarında çocuğun ayrılmayı mantıksal olarak algılama kapasitesi gelişmeye başlamış ve ayrılığın geçici olduğu yani ayrıldığı kişinin (örneğin annenin) belirli bir süre sonra tekrar geleceği fikri yerleşmiştir.
Kültürel farklılıklar ve ebeveynin çocuk yetiştirmeyle iyi bakış açısını ayrılma kaygısının gelişiminde rol oynar.
Çocuğun anneyle çok yakın, fiziksel yakınlığının desteklendiği, çoğunlukla annenin çocuğun bakımını üstlendiği ve aile dışından kişilerle iletişimin az olduğu ailelerde ayrılmaya gösterilen tepki daha erken olur ve bu durum daha yoğun yaşanır.
Ayrılma kaygısı çocuğun bağlandığı ebeveynden (genellikle anneden) ayrıldığında yaşından beklenenden fazla bir kaygılanma gösterdiğinden problem sayılmaktadır.
Problemli bir ayrılma kaygısı yaşayan çocuk;
Evden yada anneden ayrıldığında sosyal olarak geri çekilme, konuşmama, konsantre olamama,
Ayrılma sırasında şiddetli öfke gösterip, ayrılmaya zorlayan kişiye saldırma,
Hayvan, canavar, karanlık, hırsız vs. gibi korkuların yaşıtlarına göre yoğunlaşması,
Geceleri sürekli ebeveynin yanında yatmak isteme gibi belirtilerin bir veya birkaçını yoğun olarak gösterebilir.
Ayrıca bu tip belirtiler gösteren çocukların aile yapısında annenin; aşırı kaygılı olduğu, korkularının bulunduğu, babanın pasif ve çocukla anne arasındaki patolojik ilişkiden de habersiz ve kendisinin de bir şekilde anneye bağımlı olduğunu görebiliriz.
Böyle durumlarda çocuğun bağımsızlaşması için ortam yaratılırken, tam zamanlı bir eğitimden önce ;
Oyun grupları şeklinde yapılan saatlik veya yarı zamanlı bir eğitim programıyla okula başlaması daha uygundur.
Oyun grupları; (Play groups) Çocukların haftada 2 – 3 gün 2 – 3 saat aileleriyle de katılabildikleri, Türkiye de son 4 – 5 yıldır bazı anaokullarının bünyelerinde oluşturdukları ya da bağımsız olarak açılan yapılanmalar 18 aydan itibaren, özellikle 18 – 36 ay arasındaki çocukların tam zamanlı bir kuruma başlamadan önce katılabilecekleri bir alternatif olmaları açısından önem kazandı.
Çocukta sosyal uyum ve ayrılma açısından bir problem görülmemesine rağmen bile, çocuğun okula alışması bir süreç gerektirir, uyum süreci çocuğun yaşı ve yapısına bağlı olarak 4 – 6 hafta arasında sürebilir. İlk birkaç gün her şeyden memnun olan çocuk bir hafta sonra okula gelmekte sorun çıkarabilir. Bu dönemde ağlama, kusma, baş ve karın ağrıları, isteksizlik, iştahsızlık, alta kaçırma görülebilir.
Bu dönemde;ayrılık anını mümkün olduğu kadar kısa tutmak, ona sevdiğinizi ve güvendiğinizi hissettirmek, şefkatli, sevecen ama kararlı ve soğuk kanlı olmak çok önemlidir. Ayrılırken ona gerçek olmayan sözler söylemek, vaatlerde bulunmak, sözünüzü tutmamak size olan güvenin zedelenmesine neden olacaktır. İlk hafta giderek artan sürelerle okulda bulunması, (ilk gün 1 saat, ertesi gün 2 saat…) evden çıkarken yanına sevdiği bir eşya ve oyuncağın almasına izin verilmesi, yemek ve / veya uyku ile ilgili problemleri varsa, ilk günlerde bu tip deneyimleri ertelemek uygulanabilecek basit yöntemlerden bir kaçıdır. Çocuğunuza dürüst davranıp, gidiş nedeninizi dönüş zamanınızı belirtip, verdiğiniz söz ve saatlere uygun, çocuğunuzu mutlaka görerek ve vedalaşarak okuldan ayrılın.
Her gün, çocuğunuzun günlük yaşantısına sizinle paylaşmasını beklemeyin.
Kendi günlük yaşantınızdan bahsedip, ona da konuya paralel olarak sorular yöneltebilirsiniz. Anlattıklarında arkadaşlık veya öğretmenle olan ilişkilerine doğrudan müdahaleniz ve direkt öğütleriniz bir sonraki seferlerde sizinle olan paylaşımlarının azalmasına neden olabilir. Unutmayınız.
Çocuğumuz ilk okula başlıyorsa…
İlk okula başlama, bir okul öncesi eğitim kurumuna gitsin veya gitmesin çocuğun yaşamındaki en önemli dönüm noktalarından biridir.Çünkü ilk okul; çocuk için kuralları farklı bir düzeni,işleyişi, başarmak zorunda olunan görevleri olan yepyeni bir ortamdır.
Çocukların çoğu ilkokula gitmek için hem heveslidir, hem de cevap aradığı bir çok soru nedeniyle kaygılıdır.
İlkokula başlamadan önceki dönemde ailenin çocuğu ilkokul hakkında doğru bilgilendirmesi çok önemlidir. Örneğin çocuğa önceden;
Öğretmenin en çok onu seveceğini söylemek okulda değişik eğlenceler olacağından bahsetmek, ona hediyeler verileceği vaadinde bulunmak, çocuğun gerçek dışı beklentiler içine girmesine neden olur.
Bu kritik dönemde çocuğa hem anne hemde baba olarak her zamankinden daha yakın olmak, çocuğun kafasındaki bazı soruları size sorması için fırsat yaratacaktır. Çocuğun kafasındaki soru işaretlerinin cevaplandırılmaması, çocuğun okulu reddetmesine ve okula gitme konusunda artan bir şekilde isteksizlik göstermesine neden olabilir.
Çocuk ilk bir haftadan sonra fiziksel şikayetlerde bulunma, ebeveynle beraber olma isteğini dile getirme (evde kalalım, seninle işe geleyim, seni özlüyorum vs. gibi ) kimsenin onunla oynamak, oturmak istemediğini söyleme gibi bahaneler ileri sürebilir.
Bu gibi bahaneler çocuğu o an için rahatlattığından bunları yadırgamadan dinlemek, kaygılarını paylaşmak ve anlayışlı olmak gerekir.
Okula gitmek istememe ya da reddetme, gibi problemlerin süreç içinde düzeleceğine inanmak ve durumun doğallığını düşünerek çok abartılı tepkilerden, tanımlamalardan öncelikle vazgeçmek, günlük yaşantımızdaki ana konuyu “ okul “ olmaktan çıkarmak gerekir.
Çocuk anaokulu, ( yuva …) veya ilkokula başladığında süreç içinde yaşanması olası problemler 5- 6 haftadan sonra artan bir şekilde devam ediyorsa bir uzman desteği almak yerinde olacaktır.
Pedagog
Özlem Özden Tunca
ozlem@ekolpsikoloji.com