İnsan neden film izler? Bu sorunun cevabı için Antik Yunan’a dönmemiz gerekiyor. İlk “tiyatro” nun kuruluşunda iki amaç vardı: İnsanların çalışmaktan arta kalan vakitlerini zevkli geçirmelerini sağlamak ve “katharsis” yaşamak. Katharsis terimini ilk kez bir yazılı kaynakta kullanan kişi Aristo idi ve bu kelime ile kastettiği, temizlenme, netleşme veya saflaşmaydı. Günümüze yaklaştığımızda ise 20. yüzyılın başında Sigmund Freud, aynı terimi psikoterapinin faydalı olması için şart olan etkenlerden biri şeklinde kullanmıştı. Freud’a göre travmatik bir yaşantının psikoterapi ile tedavi edilebilmesi için, olayın yaşandığı andaki duyguların seansta anlatılırken de yaşanması gerekliydi. Böylece psikoterapide anlatılana kadar bastırılmış duygular, seans sırasında bilinç düzeyine çıkıyor ve tedavi edilebilir hale geliyordu.
İzlediğim filmler üzerine konuşmak bana hep çok zevkli gelmiştir. Daha sinematerapi ile tanışmadan evvel, film izlerken yanımda birisi yoksa kısa notlar alır, sonrasında bir arkadaşımla konuşur ya da internette yayınlanmak üzerine bir yazı yazardım. Sinematerapi ile tanıştıktan sonraysa taşlar yavaş yavaş yerine oturdu. Ben tek başıma filmi izleyip kimi zaman oyunculardan birinde kendimden bir şeyler bulup duygulanıp katharsis yaşadıktan sonra eksik kalan kısım, onu bir kişi ile paylaşıp “bilinç” düzeyine çıkarmaktı. Kısacası “ben filmi izlerken ne düşündüm de bu kadar duygulandım?” sorusu birisiyle konuşmadığım zaman havada kalıyordu. O yüzden de adeta bana objektif bakış açısı sunabilecek birisinin arayışı içindeymişim. İşin bilimsel kısmına girmeden önce sinematerapi hakkında bir içgörüm de böylece oluşmuştu.
Sinematerapinin kökeninde olan terapi tekniklerinden birisi “biblioterapi” yani kitap ile terapidir. Bu yöntemde psikoterapisi süren birine ev ödevi olarak terapisti bir kitap önerebilir ve sonrasında seansta kitap hakkında konuşurlar. Bir diğer yol ise kendi kendine yardım (self-help) kitaplarından alıp kişinin okumasıdır. Amerika ve Avrupa’da çok popüler olan bu yöntem ülkemizde pek uygulanmıyor ya da uygulanamıyor. Bunun sebepleri uzun uzadıya tartışılabilir.
Günümüzde ise teknolojideki hızlı gelişim ve bireylerin teknolojiye ulaşımının kolaylaşmasıyla, hem daha ucuza hem daha çabuk bir şekilde ulaşılıp izlenilip fikir edinilebildiğimiz filmler, kitapların yerini almaktadır. Bir sinema filmini izlemek, bir kitap okumaktan çok daha kolaydır ve bir o kadar da etkilidir. Film izlemek bireyin daha az zamanını alır, her düzeyde eğitime sahip insana hitap edebilir, sadece psikoloji hakkında değil her konuda film terapi amacıyla kullanılabilir ve belki de en önemlisi görsel bilgi yazılı bilgiye göre çok daha fazla “etkileyici”, “duygulanma sağlayıcı” ve “akılda kalıcı”dır. Wedding ve Boyd (2005) sinemanın en etkileyici sanat formu olduğunu öne sürmüş, Marrs (1995) yaptığı meta-analitik çalışmada görsel-işitsel malzemelerin biblioterapiden daha etkili olduğunu bulmuştur (Sharp ve ark., 2002).
Temel olarak sinematerapi yöntemi, normal bir psikoterapi sürecinde kullanılan birçok teknikten birisidir. Bu teknik, bireysel terapide ev ödevi olarak filmlerin verilmesi ve sonra seansta üzerine konuşulması, seans sırasında filmden kesitleri danışan ile terapistin beraber izlemesi veya grup terapisi öncesinde izlenip seansta üzerine konuşulması şeklinde olabilir. Kişinin filmdeki bir karakter ile özdeşleşme kurması ve o karakterin yaptıklarından, kişiyi en duygulandıran sahnelerin üzerine konuşulması, problem belirleme ve çözüm yolları arama basamaklarında kolaylaştırıcı olmaktadır.
Günümüzde yüzlerce olgu ile etkililiği ispatlanmış bir psikoterapiye ek tedavi tekniği olan sinematerapi, yurtdışında ve Türkiye’de üniversitelerin klinik psikoloji anabilim dallarında yapılan araştırmalar kapsamında incelenmeye devam edilmektedir. Özellikle psikolojik bozukluklara özgü/önerilen filmler konusunda birçok araştırma yayınlanmış ve halen yayınlanmaktadır. Mesela bir araştırmanın sonuçları göz önünde bulundurularak ebeveynleri boşanmış ergenler ile sinematerapi yapılması için bir elkitabı hazırlanmıştır (Lee, 2005). Bu çalışmaya benzer, sinematerapinin diğer terapi teknikleriyle beraber kullanılması için birçok kılavuz yazılmıştır (Bowen, 2006).
Yakın zamanlı bir araştırmada ise sinematerapinin özellikle gençler gibi yaratıcı tekniklerin ve metaforların kullanımına ihtiyaç duyan hasta grupları ile kullanılmasının gerektiği bulunmuştur (Powell, Newgent ve Lee, 2006). Bir diğer araştırma sonucu ise sinematerapiyle beraber verilen başa çıkma becerileri eğitiminin bireyler üzerinde tek başına başa çıkma becerileri eğitiminden daha etkili olduğudur (Powell ve ark., 2006).
Türkiye’de yapılmış bir araştırmada özel olarak seçilmiş bir filmi izleyen üniversite öğrencilerinin mükemmeliyetçilik düzeylerinde anlamlı değişimler bulunmuştur (Aka, 2008). Kendi yüksek lisans tezim sırasında yaptığım araştırmanın sonuçlarına göre, alkol bağımlılarının alkolü bırakmaya dair kendilerine olan inançları, onların durumlarına uygun filmlerin seçilip grup halinde izlenilmesi ve üzerine konuşulması ile anlamlı şekilde artmıştır (Pur, 2009).
Sonuç olarak her filmi izlediğimizde mutlu olmadığımızı, hatta bazen filmlerden kötü etkilendiğimizi bildiğimize göre, danışan kişiye uygun film seçiminin hayati önemi olduğunu unutmamalıyız ve konunun uzmanı olduğuna ikna olduğumuz kişilerin yönlendirmesi ile hareket etmeliyiz.
Uzm. Psk. İpek Güzide PUR
Kaynaklar
Aka, B. T. & Gençöz, F. (baskıda). Sinematerapinin mükemmeliyetçilik ve mükemmeliyetçilikle ilgili şemalar üzerindeki etkisi. Türk Psikoloji Dergisi.
Bowen, E. E. F. (2006). The power of the film: A model for the use of group cinematherapy in the therapeutic treatment of clinically depressed adolescents (Master of Arts Dissertation, University of New Hemphire). Dissertation Abstracts International.
Lee, J. Y. (2005). A group therapy manual using cinematherapy to improve adjustment in adolescents after parental divorce (Doctoral Dissertation, Alliant International University, 2005). Dissertation Abstracts International (UMI No. 3170785).
Powell, M. L., Newgent, R. A., Lee, S. M. (2006). Group cinematherapy: Using metaphor to enhance adolescent self-esteem. The Arts in Psychotherapy, 33, 247 – 253.
Pur, İ. G. (2009). Alkol bağımlıları için sinematerapi (Yüksek Lisans Tezi). Orta Doğu Teknik Üniversitesi: Ankara.
Sharp, C., Smith, J. V., Cole, A. (2002). Cinematherapy: Metaphorically promoting therapeutic change. Counseling Psychology Quarterly, 15(3), 269 – 276.
Wedding, D., Boyd, M. A., Niemiec, R. M. (2005). Movies and mental illness: Using films to understand psychopathology. Washington: Hogrefe & Huber Publishers.