OKULLAR AÇILIYOR !

Yaz tatili bitmesine çok az kaldı; 9 Eylül Pazartesi günü ilk ders zili çalıyor. Böylece hem velilerin, hem çocukların okul heyecanı ve telaşı başlıyor. Hele ki ilkokul 1’e başlayacak olan çocuklarda ayrı bir heyecan söz konusu. Çocuk için okula başlamak, yeni bilgiler edineceği yepyeni bir dünyanın başlangıcıdır. Öğrenme ve sosyal yönünün yanı sıra, duygusal açıdan da çocuk için büyük bir değişikliktir. Çocuk, aileden ayrılarak yeni ilişkiler kuracağı bir gruba girmektedir. Okul hayatıyla yeni tanışacak çocuk ve anne – baba için yaşanan bu tatlı heyecanın yanı sıra birçok belirsizlik de vardır: “Çocuğum ilk gün ağlayacak mı?”, “Arkadaşları ile uyum sağlayabilecek mi?”, “Okulda başarılı olacak mı?”, “Sorumluluklarını yerine getirebilecek mi?” gibi pek çok soru, ailelerin kafasını meşgul eder. Aslında bunların yaşanması çok doğaldır. Yeni bir ortama alışmak için zaman gereklidir. Ancak unutulmaması gereken en önemli konu çocuğun hızlı bir gelişme ve büyüme içinde olduğudur. Çocuk için okul, uyum sağlaması beklenen çok sayıda yeni durumla karşılaşacağı zengin bir uyaran ortamı ve yepyeni bir sosyal çevredir. Uyum sürecinde her çocuğun tepkisi farklılık gösterebilir.  Okullar açılırken bu süreci kolaylaştıracak birkaç öneri aşağıda bulabilirsiniz:

 

  • Çocuk, okula başlamadan önce bilgilendirilmeli ve psikolojik olarak hazırlanmalıdır. Hangi okula gideceği, okulda arkadaşları ve öğretmenleriyle neler yapacağı, gibi konularda çocuğa bilgi verilmelidir. Başlayacağı okula ve sınıfa önceden gidip birlikte gezilmesi faydalı olur.
  • İlk günlerde çocuklar annelerinden veya evdeki başka bir yetişkinden ayrılmak istemeyebilirler. Hele ki; ilk kez okul deneyimi yaşayan bir çocuksa, ayrılık esnasında zorlanması normal karşılanabilir. Çocuğunuz sizden ayrılırken ağlarsa veya gitmemeniz için çok ısrar ederse ona karşı yargılayıcı olmayın. Onu anladığınızı, sizden ayrılırken kaygılandığını gördüğünüzü ve yanında olduğunuzu söyleyin. İlk gün teneffüslerde onu dışarıda bekleyebilirsiniz. Onu terk etmediğinizi görmesi, çocuğunuzun içini rahatlatacaktır. Diğer günlerde aşamalı olarak bekleme süresini kısaltıp, okula alışma sürecini kolaylaştırabilirsiniz. Şayet, 3-4 hafta içerisinde hala sizden ayrılmakta çok zorlanıyorsa ve ağlamaları azalmayıp artıyorsa, bir uzmandan destek almanız iyi olabilir.

 

  • Olumlu okul deneyimlerinizi çocuğunuzla paylaşın.

 

  • Anne- babalar çocuğa okulu abartarak, okulun çok eğlenceli ve onun çok mutlu olacağı bir yer olarak tanıtmamalı; daha sonra çocuğun hayal kırıklığına uğramaması için gerçekçi yorumlar yapmalıdırlar.
  • Anne-babalık ile öğretmenlik rolleri birbirine karışmamalıdır. Davranışlarının sonuçlarını kendisinin deneyimlemesine izin verin.

 

  • Okul açıldı diye oyuncakları raflara kaldırmayın. Oyun, çocuğun hayatının önemli bir parçası ve sağlıklı gelişimi için en gerekli olan şeylerden biridir. İyi bir planlama ile hem derse, hem de oyuna zaman ayırması mümkün olabilir. Bu durumda ona yol göstererek rehberlik edebilirsiniz.

 

  •  Eğer derslerde başarısızlık görülürse, yapabildiği şeyler gösterilerek takdir edilmeli, motivasyon sağlanmalıdır. Kızgınlık, katı ve yargılayıcı üslup, ceza vb. durumun daha da kötüleşmesine neden olabilir. Bu yüzden sakinliği bırakmayarak doğru bir yol izlenmeli ve bunun için öğretmenleriyle temas halinde kalınmalıdır
  • Çocuğun okula alışabilmesi için tüm aile üyeleri kararlı davranmalıdır. Özellikle okulun ilk günleri, çocuğun sızlanmaları nedeniyle “Bugün gitmesen de olur.” gibi yanlış yönlendirmelerde bulunulmamalıdır. Bu durum, çocuğun okuldan uzaklaşmasına neden olur ve okula uyumun sürecini geciktirebilir.
  • Okula başlamadan önce anne-babanın yaşadığı kaygı, endişe ve korku gibi duygular çocuğu olumsuz etkilemektedir. Bu yüzden anne-babalar kendi kaygılarını çocuğa yansıtmamalıdır.
  • Çocuğunuz okulla ilgili duyacağı herhangi bir bilgi ya da yoruma karşı fazlasıyla hassas olabileceğinden, okulla ilgili kelimelerinizi seçerken dikkatli olun. En ufak bir olumsuz yorumunuzun büyük etkileri olabileceğini hatırlayın. Örneğin çocuğunuz okula gitmeyi istemediğini dile getirdiğinde ‘okula gitmezsen öğretmenin sana kızar’ ya da ‘okula gitmezsen kötü/yaramaz çocuk olursun’ gibi yorumlarınız onun kaygısını ve okulla ilgili olumsuz düşüncelerini besleyecektir. Bu gibi durumlarda ‘okula başlamakla ilgili korktuğunu / endişelendiğini biliyorum. Benden ayrılacağın için üzülüyorsun ve bu yüzden okula gitmeyi istemiyorsun. Ama unutma ki bu kısa süreli bir ayrılık, okul çıkışında yine seninle buluşacağız. Haydi bakalım şimdi okul vakti’ diyerek cevap vermeniz ona hem anlaşıldığını hissettirecek hem tekrar kavuşacağınıza dair umut verecek, hem de bu duygulara rağmen yine de okula gidebileceğini belirtmenize yardımcı olacaktır.

 

  • Tüm bunları yapmanıza rağmen çocuğunuzun okula gitmekle ilgili zorlanması devam ediyorsa, sorun kemikleşmeden uzman yardımı almayı ihmal etmeyin. Tüm çocuklarımızın harika bir eğitim-öğretim yılı geçirmesi dileğiyle...

 

                                                                                                                                                                                       Uzman Klinik Psikolog

                                                                                                                                                                                          Burcu Boran Sarı

 

KAYNAKÇA

 

  • Alıcıgüzel, İ., “Çağdaş Okulda Eğitim ve Öğretim”, İstanbul,1998.
  • Yeşilyaprak, B., “Eğitimde Rehberlik Hizmetleri Gelişimsel Yaklaşım”, Ankara 2003.
  • Yavuzer, H., “Çocuğu Tanımak ve Anlamak’’, İstanbul, 2009
  • Yavuz, H., “Ana-Baba ve Çocuk’’, İstanbul, 2007
  • Yavuzer, H., ‘’Ana-Baba Okulu’’, İstanbul, 2011