“Toplantıda konuşmam, fikirlerimi söylemem gerekiyor ancak herkes dikkatle beni inceliyor, kusurlarımı arıyor gibi hissediyorum. Kızarıyorum. Midem bir tuhaf oluyor. Bir an önce toplantı bitse diye gözümü saatten ayıramıyorum”.

“Sınıfta her birimiz sırayla sunum yapıyoruz. Ben sınıfın önüne çıkmak istemiyorum. Benimle dalga geçeceklerini, eğleneceklerini biliyorum. Kesin anlatmam gerekenleri de unuturum. Sıra bana geldikçe kalbim hızla çarpıyor. Haftaya benim sıram,  sanırım o gün okula gitmeyeceğim.”

“Arkadaşlar haftada bir toplanıyorlar. Eskiden beni de çağırırlardı. Birkaç kez gittim. Aslında insanlarla tanışmak isterdim ama cesaret edemedim. Gitmiyorum artık…aslında pek arkadaşım da kalmadı”.

Hepimiz sosyal ortamlarda aynı derecede rahat değiliz. Hatta bazılarımız ilgiyi üstüne çekmekten hoşlanırken bazılarımız ise bu durumdan özellikle kaçıyor. Sosyal ortamlarda bulunduklarında sadece kendilerini kötü hissetmiyor aynı zamanda bazı fiziksel rahatsızlıklar da yaşayabiliyorlar. Örneğin terleme, baş dönmesi, kızarma, tuvalete gitme ihtiyacı…vs

Utangaçlık veya sosyal kaygı yaşayanlar sıklıkla diğer kişilerin onları sürekli izlediklerini, yargıladıklarını, eleştirdiklerini düşünebilirler. Onlara göre her zaman çok iyi bir izlenim bırakmaları gerekir. Bazı durumlar diğerlerine göre daha zorlayıcı algılanır. Örneğin tanımadıkları biriyle konuşmak, otoriter birinden bir şey istemek hatta kalabalık bir ortamda  yemek yemek. Hangi durumun daha zorlayıcı olduğu ise kişiden kişiye değişmektedir. Bazı kişiler kendilerini rahatsız hissettikleri ortamlardan kaçınırlar.

Siz de benzer bir sorun yaşadığınızı düşünüyorsanız muhtemelen sosyal ortamlara girmekten çekiniyor, belki de utanıyorsunuzdur. Aslında bir yanınız bu korkunuzun abartılı veya akılcı olmadığının farkındadır. Bir partiye, toplantıya, sunuma…vs giderken işler iyi gitmeyecek kaygısı yaşıyor, ortamda kendinizi sıkıcı veya yabancı hissediyor olabilirsiniz. Eğer kaygınız belli olursa yeterince akıllı olmadığınızı düşünecekler diye konuşmamayı, ortalıkta görünmemeyi tercih ediyor olabilirsiniz. Telefonla konuşmaktan dahi kaçınıyor olabilirsiniz.

Sosyal kaygı genellikle yirmibeş yaşın altındayken başlayan bir sorun. Tedavisinde psikoterapi veya psikoterapiyle beraber ilaç kullanımı söz konusu kaygınızı kontrol edemiyor veya hayat kalitenizin yara aldığını düşünüyorsanız mümkün olan en kısa zamanda bir uzmanla görüşmeniz akılcı olacaktır.

Uzm.Psikolojik Danışman Bengü BüYÜKDERE
bengu@ekolpsikoloji.com

  Copyright 2007.Içerigindeki bilgi izinsiz kullanilamaz.
Web Yazilim Çigdem Erdogan