Depresyon ( ruhsal çöküntü ) sadece yetişkinlerin yaşadığı bir hastalık değildir. Çocuklar da depresyon yaşayabilir. Çocuklar duygularını anlatmakta ve paylaşmakta güçlük çektikleri için çoğu zaman bize, kendilerini üzgün, mutsuz, kaygılı, çaresiz vb. hissettiklerini söyleyemezler. Depresyon yaşayan bir yetişkin kendini çok kötü hissettiğini ifade edebilir, bu durumu yakınları ile ya da bir doktor ile paylaşabilir. Çocuklar için ise yaşadıkları hastalığı bu şekilde tanımlayabilmek ve anlatabilmek çok zordur. Üzgün, mutsuz, sıkıntılı, kaygılı olduklarını söyleyememeleri ya da bu konuda kendilerine soru sorulduğunda hiç de öyle değilmiş gibi veya hiç anlamıyormuş gibi davranmaları onların bu olumsuz duyguları yaşamadıkları anlamına gelmez. Bazı çocuklar duygularını tanımakta, kendilerine neler olduğunu anlamakta güçlük çekerler, bazıları duygularını ifade edebilecekleri uygun sözcükleri bulamazlar, bazıları ise duygularını paylaşmakta güçlük çekerler, başkalarına kendilerinden bahsetmekte başarısız olurlar.
Çocuğun bakımından sorumlu, çocuk ile birlikte yaşayan yetişkinlerin üstüne düşen görev, çocuğa ve davranışlarına karşı duyarlı olabilmek, çocuk duygularını ve yaşadıklarını ifade edemese bile  bir şeylerin yolunda olmayabileceğini fark edebilmektir. Çocuklar depresyon yaşadıklarında bize pek çok davranışları ile ipucu verebilirler. Depresyon belirtisi olan davranışları gözden kaçırmamamız, bu davranışlar yüzünden çocuğa kızmak, gülmek, dalga geçmek, çocuğu cezalandırmak ya da suçlamak gibi yanlış tepkiler vermememiz gereklidir. Bunu başarabilmek içinse öncelikle çocukluk çağı depresyonunun belirtilerini iyi tanımalıyız.
Çocukluk Çağı Depresyonunu  fark etmek ve tedavisini sağlamak neden önemlidir?

*Depresyon çocuğun her alanda gelişimini olumsuz yönde etkiler.
Depresyon yaşayan çocuk, derslerinde başarılı olamaz, arkadaşları ile iyi ilişkiler kuramaz, sosyal ortamlarda rahat edemez ve sosyal davranış kurallarına uyum göstermekte güçlük çeker.
*Depresyon en basit ifadesi ile çocuğun çok mutsuz olması anlamına gelir. Depresyonu fark edilemeyen çocuk yaşamının en güzel yıllarını mutsuz geçirir. Bu olumsuz deneyimin çocuğun üzerinde yaşamı boyunca izleri olacaktır.
*Çocukluk çağı depresyonu uzun sürdüğünde ve tedavi edilmediğinde, çocuğun yetişkinlik yıllarında da depresyon yaşaması olasılığı artar.
*Depresyon belirtileri yanlış yorumlanır ve çocuğa yanlış tanı konulur ise,
( örneğin. Hiperaktivite ) çocuk yanlış tedavi görür ve bu durum, zaman kaybının ötesinde çocuğu yıpratır.
*Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da depresyon sırasında intihar riski vardır. Ağır bir depresyon yaşadığı anlaşılamayan çocuk intihar etmeyi deneyebilir.
*Çocukluk çağı depresyonu fark edilip tedavi edilmediğinde çocuk ergenlik döneminde güçlükler yaşar. Depresyon ile birlikte ergenlik dönemine giren çocuk, olumsuz duygularından kurtulabilmek için yollar ararken, madde bağımlısı olmak, çete üyesi olmak, suç işlemekvb. risklere açık duruma gelir.

Çocukluk Çağı Depresyonunun Belirtileri:

Her çocuk zaman zaman üzgün olabilir, mutsuz görünebilir, öfkeli davranabilir. Çocuğun çok doğal olan bu duygu ve davranışlarını acele ile depresyon olarak nitelemek yanlıştır. Ancak çocuğun bu duygularına sebep olabilecek olaylar  bizim için belirsiz ise, çocuğun belirtileri birden bire başlamışsa ve biz bu belirtileri yaşanan kötü bir olaya bağlayamıyorsak, belirtiler inatçı ise, uzun sürüyorsa depresyon üzerinde düşünmemiz yerinde olur. Sözü edilen belirtiler neler olabilir?

*Çocuğun genel olarak üzüntülü bir yüz ifadesi taşıması ve üzgün, kaygılı                     bir ses tonu ile konuşması.
*Sık sık ağlaması, küçük olayları büyütmesi, alıngan, hassas davranması.
*Çevresinde olanlara karşı ilgisini yitirmesi.
*Eskiden severek ve isteyerek yaptığı etkinliklere karşı ilgisini yitirmesi.
( örneğin, oyun oynamak, kitap okumak, gezmeye gitmek ... )
*Yalnız kalmayı, tembellik etmeyi, uyuyarak, televizyon izleyerek zaman geçirmeyi tercih etmesi.
*Okula gitmek istememesi, okula gitmemek için bahaneler bulması. Okul başarısının düşmesi.
*Ödevlerini tamamlayabilmek için eskisinden daha uzun süreye ihtiyaç duyması, ödev yaparken dikkatsiz olması ve bu yüzden hatalar yapması.
*Dikkat problemleri yaşaması, dikkatini yoğunlaştırmakta güçlük çekmesi.
*Arkadaşları ile sık sık kavga etmesi, saldırgan davranması, çabucak sinirlenmesi, ya da ağlayarak kendi köşesine çekilmesi, arkadaşları ile birlikte olmak istememesi.
*Kaygı duyduğu konuların artması. ( örneğin, anne- babasından ayrılmaktan kaygı duyması, karanlıktan korkmaya başlaması, televizyonda gördüğü hayal ürünü kahramanlardan korkması, haber programlarında gördüklerinden çok etkilenerek sık sık bahsetmesi )
*Kaygı ve endişelerini ifade etmek için, sık sık, hastalık, ölüm, ayrılık, kaza vb. konulardan bahsetmesi, bu konularda sorular sorması. ( örneğin, Anne sen ölecek misin?  Beni köpek ısırırsa ölür müyüm? Otobüs kaza yapar mı?)
*Takıntılı davranışlar, tikler, kekemelik gibi problemler yaşaması.
*İştahını kaybetmesi, yemek seçmeye başlaması, yemek yemek istememesi.
*Gece kabuslar görmesi, bu kabusların sık sık tekrarlaması, kabus görmekten korktuğu için uyumak istememesi. Sabahları ya da gece yarısı ağlayarak, bağırarak uyanması.
*Gece ya da gündüz, altını ıslatmaya başlaması.
*Eskisine kıyasla daha içe dönük davranması.
 Ya da eskisine göre daha hareketli, saldırgan davranması.
Bazı çocuklarda ise davranışlarında tutarsızlıklar olması, uzun süre üzgün ve sıkıntılı görünürken, aniden çok neşeli çok hareketli davranması gibi.
*Ölmek istediğini, intihar etmeyi düşündüğünü söylemesi.

Çocuklar birbirinin tıpatıp aynı olamayacağından, her çocuğun farklı bir dünyası ve farklı şartları olduğundan depresyon yaşadığında da her çocuk aynı belirtileri göstermez. Yukarıda sayılan belirtiler genel olarak gözlenen belirtilerdir. Depresyondan şüphelenmek için çocuğumuzda bu belirtilerin hepsini birden aramamız gerekmez. Bu belirtilerden bir ya da birkaçının uzun süre devam ediyor olması da bu konuda düşünmemiz için yeterlidir. Bu durumda yapabileceğimiz en doğru şey ise bir uzmanla görüşmektir. ( Çocuk psikoloğu ya da çocuk psikiyatristi )
Anne- baba olarak bizim üstümüze düşen, çocuğun davranışlarına, duygu ve düşüncelerine karşı duyarlı olabilmek ve bazı belirtiler söz konusu olduğunda, depresyon ihtimalini düşünerek bir uzmana danışmaktır.
Doğru tanıyı koymak ve gereken tedaviyi önermek ise bir uzmanın görevidir. Unutmamalıyız ki yukarıda sayılan belirtiler depresyon dışında bir sorunun işareti de olabilir ve bu durumda tanı ve tedavi çok farklı olmalıdır.

Psk. Ayşen Altay

  Copyright 2007.Içerigindeki bilgi izinsiz kullanilamaz.
Web Yazilim Çigdem Erdogan