Öğrenme Bozuklukları

Özel Öğrenme Güçlüğü

Tanım:
Özel Öğrenme Güçlüğü konuşulan yada yazılı dili anlama yada kullanmayı içeren psikolojik süreçlerin bir yada birkaçında ortaya çıkan bir bozukluktur. Bu bozukluk dinleme, düşünme, konuşma, okuma, yazma , heceleme ve aritmetik alanda sorunlar olarak kendini gösterir. Algısal sorunlar, beyin zedelenmesi, minimal beyin hasarı - dysleksi, gelişimsel afazi sorunları ve yetersiz çevresel koşullardan kaynaklanan sorunları içermez.

Görülme Sıklığı
Bütün çocukların yaklaşık %50 si okul yılları boyunca bazı sorunlarla karşılaşabilmektedir. Bunların %10 -15 i ise öğrenme güçlüğü sorunudur. Pratikte bunun anlamı 30 kişilik bir sınıfta 3-4 çocuk, 20 kişilik bir sınıfta ise 2-3 çocuktur.

Sorun alanlarının görülme sıklığı :
%80 Okuma sorunları
%40 Matematik alanındaki sorunlar
%80 Yazma sorunları
%20 ADHD

 
Özel Öğrenme Güçlüğü tanısının konması

Öğrenme güçlüğü olan çocukların tanınması için 5 kriter vardır.
 
Bu kriterler: 

1-BEYİN HASARI:

Hamilelik ,doğum yada doğum sonrası ilk aylarda bazı risk faktörlerinin merkezi sinir sistemini olumsuz etkilediği bilinmektedir.

2-GELİŞİMSEL SAPMA,OLGUNLAŞMADA GECİKME:

Bazı çocuklar,bazı gelişim alanlarında (konuşma gibi) diğerlerine oranla daha yavaş olgunlaşmaktadırlar.Gelişmedeki bu boşluklar öğrenme güçlüğüne neden olabilir.

 

3-GENETİK ETMEN:

Bazı araştırmacılar öğrenme bozukluğu olan çocuk ve gençlerin %25-60ında sorunun genetik olduğunu bildirmişlerdir. Özel öğrenme güçlüğü olan çocukların anne-babalarında da benzer sorunlar olma ihtimali 5-12 kat fazladır.  İkizlerde öğrenme güçlüğü olma ihtimali yüksektir ve kardeşlerde de olma olasılığı yüksektir.

 

4-ALGISAL BOZUKLUKLAR:

Görsel, işitsel, dokunsal, mekansal, kin estetik algı kusurları öğrenme güçlüğüne neden olabilmektedir. Görsel algı kusurları çocuğun harfleri doğru yazamamasına, ters yazmasına, açıların farkını ayırt edememesine neden olabilir. İşitsel algı kusurları sesleri karıştırmasına, algılayamamasına neden olabilir.Ayrıca araştırıcılar, öğrenme güçlüğünün nedenleri arasında mekan algısında, mekanda yönelmede, şekil zemin algısındaki kusurları da saymaktadırlar.

 
5-NÖROLOJİK FONKSİYONLARDA BOZUKLUK: 

Üzerinde en fazla birleşilen etmendir. Öğrenme ,girdi, bütünleştirme, depolama,
çıkış yada ifade olarak tanımlanabilecek kompleks bir fonksiyondur.Bu alanlardaki problem öğrenme güçlüklerine yol açar.

GİRDİ GÜÇLÜKLERİ:

Girdi duyu organlarından gelen bilgilerin beyine girmesidir.Girdilerin algılanması beyinde gerçekleşir.Öğrenme güçlüğü olan bir çocuğun görsel ve işitsel algılamasında bir problem olabilir.

Eğer görsel algılamada bir problemi varsa gördüğü şeyin şeklini ve pozisyonunu algılayamaz.Bunun için de yanlış yazar ve okur.Bir bütünün önemli parçasına odaklaşabilmede zorluk yaşarlar.Kelime atlayabilir,satırı iki defa okur veya tümden satırı atlayabilirler.

Uzaklığa karar vermek ve derinlik algısı da diğer bir görsel görevdir.
İşitsel algı problemi olan çocuk ise benzer sesleri karıştırır.Kova -Kofa

Bazı çocuklar işitsel şekil alanda güçlük çekiyor olabilir.Mesela başkalarının konuşuyor olduğu bir ortamda çocuk televizyon seyrediyor olabilir.Anne veya baba çocuğu çağırır ve bir şeyler söylerler.Çocuğun bunları ayırt edebilmesi için anne babanın  3 paragraf kadar konuşması gerekebilir.Çocuk dinlemiyor ve dikkat etmiyor gibi gözükebilir.

Bazı çocuklar da ses girdilerini diğer kişiler kadar hızlı işlemden geçiremezler.Normal bir konuşma temposunda kaçırdığı bölümler olur.Eğer anne :Geç oldu ,yukarı çık ,pijamanı giy ve dişini fırçala derse çocuk bu sözlerin sadece bir kısmını duyabilir.

 
BÜTÜNLEŞTİRME  GÜÇLÜKLERİ:

Bilgi beyne girdikten sonra anlaşılmak zorundadır.Bunu anlamak içinde  en azından 3 adım gereklidir:
Sıraya koyma,anlam çıkarma,organizasyon.

Sıraya koyma güçlüğü olan çocuk hikayeyi okur ,anlar ancak söylemesi gerektiğinde sırasını karıştırarak anlatır.
Kelimeyi görür ancak harflerin yerlerini değiştirerek yazar veya okur.
Gün,ay gibi zaman kavramlarında sırayı karıştırır.

Bilgi beyne kaydedilip doğru sıralandığında anlam çıkarımı yapabilmektedirler.Bu manada öğrenme güçlüğü çeken çocuklar zorluk çekmezler.
 
Son aşama olan Organizasyonda varolan bir güçlük çocuğun düzensiz olmasına neden olabilir.Defter,çanta veya odası düzensiz ve dağınıktır.Zamanını da iyi kullanmayabilirler.

HAFIZA GÜÇLÜKLERİ:

Alınan bilgiler beyinde kaydedilir.Anlaşılır,yorumlanır ve daha sonra kullanılmak üzere depolanır.

Hafıza iki yönlüdür.Kısa süreli hafıza dediğimizde bir yandan dikkati yoğunlaştırırken,kısa süre için  tuttuğumuz bilgiyi de kullanmaktır.Çoğu insan 10 numaraya kadar aklında sayıları tutabilir.Bununla birlikte bir kişi ortamda konuşursa numaraları unutabilir.

Uzun süreli hafıza ise tekrar edilen bilginin depo edilişidir.Öğrenme güçlüğü olan çocuklarda daha çok kısa süreli hafızada güçlük görülür.Normal bir çocuk 3-5 tekrardan sonra aklında tutabiliyorsa bu çocuklar 10-15 tekrardan sonra tutabilirler.Bu yüzden de çarpım tablosunu öğrenmede çok zorluk çekerler.

ÇIKTI GÜÇLÜKLERİ:

Bilgi kelimelerle yada kas hareketleriyle yani yazma çizme ile ifade edilir.Öğrenme güçlüğü olanlar bu alanda zorluk çekerler.
Dil alanında ,kendini ifadede ,kendiliğinden konuşma başlatmada ,soru yöneltildiğinde uygun yanıt vermede güçlük çekerler.

Motor  alandaki güçlükler ise kas koordinasyonunda ,ince motor becerilerde kendini gösterir.Bu çocuklar sık sık düşerler, sakarlardır,koşarken ve ip atlarken zorlanırlar.
İnce motor alandaki zorluklarda çocuk ilkokula başladığında ortaya çıkar yavaş ve bozuk yazı dikkati çeker.


Okuma problemleri - Disleksi

Tok açın halinden anlamaz dedikleri gibi okuma bilen bir kişi okuma bilmeyen birinin  karşılaştığı zorlukları kestiremez.

Okuma öğrenemeyen kişi yalnız okul başarısızlığı ile kalmaz, bu yeteneksizlik onun sosyal ilişkilerini ve olgunluğunu da etkiler. Tam bir bağımsızlığa kavuşamaz. Kendi yaşantısını zenginleştirip, renklendiremez.

Çocukların okumayı öğrenememelerinin birçok nedenleri vardır. Körlük , sağırlık gibi duyu özrü, aşırı geri zekalı olmak, heyecan bozuklukları , nörolojik aksaklılar bunlar arasında sayılabilir.

Okuma öğrenmekteki bu güçlüğün kimileri sözcük körlüğü diye adlandırmışlardır. Bugün ise en çok kullanılan terim Disleksi'dir.

Bu terimden normal ve normalin üstünde zekası olan, heyecan bozukluğu göstermeyen sağır ve kör olmayıp okuma öğrenmekte güçlük çekenler anlaşılır.

Bugüne kadar okumayı öğrenmek için çeşitli yöntemler denenmiştir. Kimi işe alfabe ile başlar, bazıları hece veya kelime ile öğrenme yolunu tutarlar. Nasıl işe başlarsak başlayalım herkesin birleştiği nokta okumayı öğrenebilmek için işitilen sözcükle görülen sözcük arasında çağrışım kurabilmektir.

Simgelerin ( konuşma için ses ve sözcükler ) yazı içinde ( harf ve sözcükler ) bir anlam bildirmesi bu işi kolaylaştırır. Daha sonra öğrendiklerinizin bellenmesi ve akılda tutulması gerekmektedir.

Disleksi tek bir güçlük sonucu değildir. Çeşitli aksaklıklardan doğan bir durumdur. Bu aksaklıkların derecesi ve çeşidi çocuktan çocuğa değişir.

A-) Bellek Aksaklıklarının Rolü

* İşittiklerini bellemekte sıkıntısı olan çocuk harflerin seslerini anımsayamaz.

* Sesleri birleştirip sözcük yapamaz.

* Gördüklerini hatırlamakta zorluk çeken çocuk ise sesleri hatırlar ancak harflerin- sözcüklerin biçiminin nasıl yazıldığını hatırlayamaz.

Örneğin böyle bir çocuğa "odanda neler var" deseniz söyleyemez. Kardeşinin saçının rengini hatırlayamaz. Yazılı bir sözcüğü gözünün önüne getiremez 

B-) Diziyi Hatırlamak

 Öğrenme güçlüğü olan çocukların çoğu diziyi ardı ardına sıra ile hatırlayamaz. Örneğin sözcükteki harfleri yada seslerin sırasını hatırlayamaz. Bunun içinde yazımda çok yanlışlıklar yaparlar.

Kimileri alfabe, gün , ay adlarını sıra ile söyleyemez haftanın 7 gün olduğunu bilir ancak bunları sıraya sokamazlar. Hangi günden sonra hangi günün geleceğini bilemezler.

Araştırmada 60 Dyslexia'sı olan çocukla 16'sı ayları sırasıyla sayabilmiştir.

TAM 

MAT

AMT

TMA

Görsel hatırlamada zorluk çektiklerinden onlara  yazısını gösterdiğimizde onlar aynı harfler ile ya yada, gibi dizilişler yaptıklarını görürüz.

C-) Sağı- Solu Ayırt Etmek

Rivayete göre eskiden sağ - sol öğrenmek için askerlerin sağ omuzlarına sarımsak sol omuzlarına soğan koyarlarmış.

Sinir sistemlerinin çalışmalarında aksaklık olan kimi kişiler kendi sağ-sollarını ayırt edemedikleri gibi, başkalarının veya herhangi bir nesnenin de sağını - solunu ayırt edemezler. Bu yüzden birçok yanlışlıklar,karışıklıklar yaparlar.

Örneğin öğreten kağıdınızın sağ üst köşesine adınızı yazınız dediğinizde bu çocuklar şaşırırlar.

Hele hele beden eğitimi derslerinde gülünç duruma düşebilirler.

D-) Zaman kavramı - Saat

Çocukların kimisi saati öğrenemediği gibi zaman kavramını da edinemezler. Haftanın hangi günü, yılın hangi ayında olduklarını söyleyemezler.

E-) Vücut İmgesi

Disleksili çocukların vücut imgeleri üzerine birçok araştırma yapıldığında bu çocukların vücut parçalarını örneğin; kol,bacak,dizlerini sorduğunuzda sıkıntı çekmediklerini ancak insan resmi çizdiklerinde eksiklikler olduğu görülmektedir.

F-) Okuma - Yazma - Yazım İlişkileri

Okumayı öğrenemeyen çocuklar yazmayı da öğrenememektedir. Bu çocukların çoğu harfleri kopya edebilir, bakarak yazabilir ama tek başlarına bakmadan yazarken birçok hata yapmaktadırlar. Öncelikle yazıları bozuktur. Harf eksiklikleri görülür. Bazı harfler ve kelimeler tersten yazılmıştır. Böyle bir durumda yazdıklarını bile kendileri okuyamazlar.

G-) Topogrofik Bozukluklar

Disleksili çocukların yürüme, koşma gibi büyük devinimsel hareketleri de göze batar bir aksaklık görülmekle birlikte bir beceriksizlik sezilir.  Tam bir uyumu yoktur. Örneğin, elleri işe, dikişe, el işine, yazıya yatkın olmaz. Dengelerini tutamazlar. Bisiklete binmeyi zor öğrenirler, sık sık düşerler.

H-) Görme ve Disleksi

Yapılan araştırmalarda görmedeki aksaklıklardan ötürü Disleksi olanlarda aşağıda özellikler bulunmuştur ;

1-) Gördüklerini ayırt edemezler.

Örnek : bey   bay   silik  sinek  sinik    gibi..

Benzer sözcükler arasındaki değişiklikleri göremedikleri için birbirlerine karıştırmaları söz konusudur.

2-) Algılamaları çok yavaş olur.

Örnek:  a   c  d  a  e  o  u  i  a   (örnek kağıt)   (yazılmış olan örnek kağıt silinecek)

Bu probleme sahip olmayan çocuklar bunu bir dakikada bitirdikleri halde Disleksi çocuklar 1-6 dakikalarda bitirebilirler.

3-) Bir çoğu hem yazarken hem de okurken harfleri çevirirler ;

Örnek:  b - d , u - n  , 7 - 4 , 6 - 9

4-) Bu çocuklar iyi resim yapamazlar. Çizdikleri şeylerde önemli ayrıntılar bile eksik olur.

5-) Bu çocukların harflerle, sözcüklerle yapılan bulmacaları çözmekte beceriksizlik olur. Parçanın tümle ilgisini göremezler.

6-) Kulaktan kapma şeyleri belleklerine kolayca yerleştirirler. Öyle ki bir hikayeyi baştan sonra tekrarlayabilirler. Ancak hikayedeki  _______ sözcüğünü bulması yada göstermesi istenince bunu yapamazlar.

7-) Bu çocuklar Zeka Testlerinde işitme ile ilgili bölümlerde başarılı olurlar. 

İŞİTSEL DİSLEKSİ

Okumada başlıca görmenin oynadığı rol büyük olsa da işitmenin de önemi yüksektir. İşitsel disleksisi olan çocuk sesleri birleştirip sözcüğü yapamadığı, parçalara ayıramadığı yada parçaları birleştiremediği için her sözcüğü teker teker yeni bir şeymiş gibi öğrenir. Yani süt denildiğinde bu çocuklar bardaktaki süt ile çağrışım kurarlar, ancak sözcüğün yazılışını, işittiği ile birleştiremezler.

Bu çocuklarda aşağıdaki özellikleri görürüz;

1-) Sesleri ayırt edemezler

Mum- muz'un başlangıç seslerinin aynı olduğunu bulamazlar.

Yada ;

Kat - sat kelimelerinde son seslerin aynı olduğunu anlayamazlar.

Bazılarında sert- ters sözcüklerindeki gibi son iki sessiz harfin, birbiri ardınca geldiğinde çıkardıkları sesi ayırt etmekte zorluk çekerler.

Hem okurken hem yazarken son harfi kaldırırlar. Sert yerine ser, ters yerine ter diye yazar ve okurlar.

2-) Kimileri de bir harfi veya sözcüğü görünce onu tanır, anlamını bilir ancak harfin veya sözcüğün söylenişini hatırlayamaz. Bu çocuklar yüksek sesle okurken çok yanlış yaparlar. Sözcükleri değiştirip yerine ona eş gelen sözcüğü söylerler.

3-) Bazıları da sesleri belli bir sıraya sokamaz. Tempo tutamazlar, ritimden bir şey anlamazlar. Bundan dolayı da müzik dersinden hoşlanmazla. Yazarken veya okurken kelimedeki hecelerin sırasını karıştırırlar.

4-) Bu çocuklar genellikle görsel algılamanın geçerli olduğu alanlarda başarı gösterirler.


Yazma problemleri - Disagrafya

Bu çocuklar gördükleri, sayıları, harfleri , sözcükleri yazabilmek için gereken hareketi yapamazlar. Gördükleri ile onları yazabilmek için yapılacak hareketler arasında köprü kuramaz, çağrışım yapamazlar. Bu kişiler görme ile edindikleri bilgiyi devinim sistemine geçiremezler. Yazabilmek için gereken hareketler ellerine yaptıramazlar. Disagrafyanın etkisi yazıdan sonra  en çok aritmetik alanında görülür. Çocuk matematik derslerinde sayıları yazmakta , onları kağıt üzerinde uygun dizmekte , uzaklık yakınlık gibi kavramları edinmede başarısızlık gösterir.

Öte yandan matematik kavramlarını öğrenmekte problem çekmezler. Sözel soruları yanıtlar, işlemleri akıldan yapabilirler. Disagrafyalı çocuk gördüklerini devinim sistemine aktaramadığı için hareketleri de taklit edemez. Mesela ayakkabılarını bağlayamaz, kutu şişelerin kapaklarını açamaz, oyun oynarken birbiri ardına sıra ile yapılan hareketleri izleyemez. Bu yüzden de sporda başarı gösteremezler.

Sayı ve harf gibi imgeleri yazabilmek için çok küçük, belli belirsiz hareketleri izlemesi ve taklit etmesi gerektiğinden bunlarda da başarı gösteremezler. Tabi bunun da dereceleri vardır. En ağırları ne kalemi doğru dürüst tutabilirler ne de düz bir çizgi çizebilirler.

Bazı çocuklar da sözcüğün yazılı biçimine yani sıralanışını hatırlayamazlar. Görüldüğü gibi disagrafyanın çeşitliği çocuktan çocuğa değişir.

Yazı yazmaya başlamadan önce yapılacaklardan biri kalem tutuşunu öğrenmektir. Bunun için de şunlara dikkat etmeliyiz.

a.) Kullanılan kalem uzun ve kalın olmalı

b.) Kalemi tutuş biçimi

c.) Defterin veya kağıdın masa üstünde duruş şekli

d.) Beden duruşumuzda yazımızın üzerinde etkilidir. .Kimileri çok kıpırdar, defteri yerinden oynatır. Kimisi kollarıyla kağıdı kapatır.

e.) Masanın ve sıranın boy bakımından çocuğa uygun olması gerekir, çocuk mutlak dik oturmalı ayakları yere basmalıdır.

f.) Sınıfta kullanılan tahtalar çocuğun boyuna göre ayarlanmalıdır.

Çocuklara yazı yazmayı öğretmeden önce çizgi çalışmaları yaptırılmalıdır.


Matematik problemleri - Diskalkuli

Matematikte bir çeşit simgesel dil sayılmaktadır. Konuşmak,okumak,yazmak, hesaplamak, müzik, hep simgelere dayanır.

İnsanın  ilk zamanlardan itibaren bir nicelik düşüncesine sahip olduğunu biliyoruz,ancak sayı,kavram ve simgelerin daha sonra geliştiği düşünülmektedir.

Çocuk daha 1 yaşında nesnelere dokunarak (top, kap-kacağa) sayı duyusu gelişmeye başlar.

Okul öncesinde az-çok-büyük-küçük-tane kavramlarını öğrenirler.

Sınıflama yaparlar, Örnek; kırmızı boncuklar, sarı mandallar, küçük düğmeler, büyük düğmeler.

Aritmetik güçlüğü çeken çocuklarda bu engeli aşmak için matematiğin hangi yönünde aksaklık olduğunu anlamak gerekir. Bazı çocuklar sayıların simgelerini göz önüne getiremiyordur, bu yüzden de sayıları yazamaz. Bazıları da söyleneni anlayamadığından matematiği öğrenemezler.

A-) İşitmede Aksaklık ve Aritmetik

İşittiğini anlamakta zorluk çeken çocukların aritmetikte zayıf kalacaklarını düşünmek doğru değildir. Çünkü onların sorunu aritmetikte değil bu problemi anlatmak için kullanılan sözcükleri anlamakta zorlandığındandır. Yani 5 sayısı nerede olursa  5tir. Anlamı değişmez. Oysa sözcüklerin anlamı kullanıldığı yere göre değişir. Fazla kelimesi artmak ve çoğalmak anlamındadır. Bu yüzden çocuklar fazla kelimesini problemde duyduklarında toplama işlemi akıllarına gelir. Ancak 9 - 3 ten ne kadar fazladır dediğinizde eğer ki çocuklar fazladır kelimesine takılıp problemin başına dikkat etmezlerse çıkartma işlemi yerine toplama işlemi yapacaklardır. Bu çocuklar matematik işlemlerini çok iyi yaptıkları halde bu yüzden problem çözmede başarısız olurlar.

B-) İşitsel Bellek ve Aritmetik

İşitsel belleği iyi çalışmayan çocuk sayının sesini söylenişini hemen hatırlayamaz. Bu onun duraklamasına , soruya hemen karşılık verememesine neden olur. İşitince sayıyı tanır, anlar , ancak her zaman sayıyı doğru olarak söyleyemez. Ayrıca bu çocukların dikkati de çok dağınıktır. Aynı şeyi okuyunca anlar, fakat söylendiğinde yani işitildiğinde aklında tutamaz.

C-) Okuma Bozukluğu ve Aritmetik

Bu çocukların matematik becerilerinde de aksaklık görüleceğini sanmak doğru değildir. Okuyamamak  matematik kavramlarını öğrenememekle bir tutulmamalıdır. Bu çocuklar okuyamadıklarından soruyu çözemezler. Ancak başka biri okursa soruyu ,problemi çözebilirler. Görsel algılamalarında aksaklık olan çocuklar u-n , b-d karıştırmalarından dolayı 6-9,7-4 gibi sayıları da karıştırabilirler. Bu çocukları öğretmenlerin sınıfta erken yakalamaları ,eğitimleri açısından çok önemlidir.

D-) Yazma Aksaklıkları ve Aritmetik

Disagrafyalı çocukların kimi sayı simgelerini yazmak için gereken hareketleri yapmakta zorluk çekerler. Peki diskalkulili çocuklarda ne gibi özelliklere rastlıyoruz?

Şekil,boy,nicelik arasındaki değişiklikleri kolayca ayırt edemezler.  Bir kümeden hangisinin büyük olduğunu kestiremezler.

Uzaklık-yakınlığı kestiremezler.

Niceliği kestiremezler. 

Düğme iliklerini karşılaştıramadıklarından giysilerini yanlış iliklerler.

Bardağa su koyarken taşırırlar.Bir sıra izleyemezler yazı veya şekilleri sayfa üzerinde bir düzende yerleştiremezler.Beden algılamalarında yanlış yada eksik bilgiye sahipler.

İnsan resmi çizdirildiğinde ayrıntılar karmakarışıktır.

Bisiklet kullanmakta güçlük çekerler, ip atlayamazlar, çekiç, testere,makas gibi araç kullanmakta beceriksizdirler.

Sağı-solu pek çok kez karıştırırlar, bu çocuklar büyük bir dükkanda kaybolabilirler, sokakları ve yolları şaşırırlar.

Zeka testlerinin sözel bölümünden performans bölümünden daha yüksek puan alırlar.

Karşılaştırma yaptırmada güçlük çekerler. (Çocuk sayısı, oturacak sıra,masa kurma )

Ölçüleri anlayamazlar. Kimileri 1 kilonun 2 tane 500 grama eşdeğer olduğunu yada 150 cm in 1.5 metreye eşdeğer olduğunu anlayamazlar.

Harita ve çizgileri okuyamazlar,anlayamazlar.

Çarpım tablosu ezberlemede zorlanırlar.

İşlemlerde basamakların sırasını hatırlayamazlar

Kimileri sayıları alt alta düzgün yazamadıklarından işlem sonucu da yanlış olur.


Dikkat Eksikliği - Hiperaktivite Bozukluğu

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ,bireyin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan dikkat sorunları, aşırı hareketlilik ve istekleri erteleyememe ile kendini gösteren psikiyatrik bir bozukluktur.

Bu bozukluğun 3 temel belirtisi bulunur:

1.Dikkat eksikliği

2.Aşırı hareketlilik

3.Dürtüsellik

Bir kişide bu bozukluğun varlığından söz edebilmek için bu belirtilerin 7 yaşından önce başlamış olması , süreklilik göstermesi ( en az 6 aydır) ,birden fazla ortamda (evde okulda vs.) görülüyor olması ve kişinin gündelik yaşamını etkileyecek boyutta olması gerekir.

Nedenleri:

1) Genetik nedenler:

-D.E.H.B olan çocukların ana babalarında benzer belirtiler olma oranı , normal çocuklara oranla 2-8 kat fazladır.

-Kardeşlerinde benzer belirtiler görülme olasılığı 3 kat fazladır.

-Tek yumurta ikizlerinde her ikisinde de  görülme oranı %80-90 ,çift yumurta ikizlerinde her ikinde de görülme oranı % 30'dur.

2) Çevresel etkenler:

-Annenin gebelikte sigara alkol kullanımı

-Erken doğum, doğum komplikasyonları

-Doğum sonrası bazı hastalıklar.

Bu etkenler daha çok ,genetik olarak yatkınlığı olan bireylerde D.E.H.B oluşma riskini artırırlar.

3) Beyindeki Yapısal ve İşlevsel Farklılıklar:

-Beyindeki dikkat ve davranış kontrolünden sorumlu olan bölgelerde yapısal ve işlevsel farklılıklar mevcuttur.

Dikkat Eksikliği

Dikkat süresi ve yoğunluğunun kişinin yaşına ve gelişim düzeyine göre az olmasıdır. Unutkanlık ,dağınıklık , konsantrasyon problemleri , dikkatsizce hatalar yapma gibi belirtilerle kendini gösterir.

Aşırı Hareketlilik

Bireyin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayacak biçimde hareketli olmasıdır. Çok konuşma ,otururken bile elini ayağın kıpır kıpır olması, çoğu zaman hareket halinde olma gibi belirtilerle kendini gösterir.

Dürtüsellik

Bireyin davranışlarını kontrol edebilmesinde genel olarak bir sorun vardır. Acelecilik, istediklerini erteleyememe, düşündüğünü hemen yapma, söz kesme sırasını beklemekte güçlük çekme gibi belirtilerle kendini gösterir. Akıllarına gelen herşeyi yaparlar , ancak yaptıktan sonra uygun olup olmadığını görürler.

Dikkat Eksikliği - Hiperaktivite Bozukluğunun Tedavisi

D.E.H.Biçin tek bir tedavi yönteminin uygulanması çoğunlukla yeterli olmamaktır. Ekol Psikolojik , Pedagojik Danışma ve Eğitim Merkezi'nde ihtiyaca göre farklı tedavi yöntemlerinin birlikte uygulanması yolu izlenir.

Psikiyatr veya pedagog tarafından görülen kişinin

1. İlaç tedavisi

2. Çocuğa özel tedavi ve eğitim programı

3. Anne baba ve öğretme eğitimleri ile tedavinin sürdürülmesi

  Copyright 2007.Içerigindeki bilgi izinsiz kullanilamaz.
Web Yazilim Çigdem Erdogan